Göksel Ailemizin Efsanesi
Bu öykü,on iki burçla olan ilişkinin mantığını anlamaya yardımcı olacak.Güneş yalnızdı. Gökte sabit bir şekilde, kendi parlak ışığında yalnız başına duruyordu. Verecek çok şeyi vardı ama bunları verecek kimsesi yoktu. Tüm evrenin onu görebilmesine rağmen o kendisini göremiyordu. Kendisini tanıyamıyordu, nefis farkındalığından yoksundu. Paylaşacak arkadaş arayışındaydı.
Bir gün, gün batımında, son ışın demeti ufukta kaybolurken o ana kadar görmediği şaşırtıcı bir güzelliğe gözü takıldı. Ay çıkmıştı.
Aynı görkemli bir şekilde güneşin ışığını geri yansıtmasını, güneş unutamıyordu ve evrendeki en eski ilk görüşteki aşkı yaşıyordu. Ve yine ilk kez güneş,ışığı sevgiye dönüştürdü. Sevgilisinin hala orada olup olmadığı endişesi içinde on iki uzun saat beklemek zorunda kaldı. Onu çok kısa süre yeniden gördü ama o değeli o an uçtu gitti.
İlişki yavaş yavaş gelişti; ilk önce şafak ve günbatımına özgü kaldı,daha sonra kimsenin varlığından haberdar olmadığı gizli ve özel yerlerde buluşmalar başladı. (İnsanlar çok sonra bu büyülü birleşmeleri, güneş ve ay tutulmaları olarak adlandırdılar.) Bütün gerçek aşıklarda olduğu gibi, çift birbirine ve kendilerine aşık oldu.
Çok geçmeden ay hamile kaldı ve bu toy ışık ailesi, göklere dağıldı. İlk gelen Satürn idi. Satürn hem çok ciddi hem de çok şakacı idi; bu epey tuhaf ama aynı zamanda muazzam bir bileşimdi. Sonra, neşeli ve yanında şansı sürükleyen çocuk Jüpiter doğdu. Jüpiteri savaşçı, atletik koruyucu, her an kurtarıcılığa hazır Mars izledi. Derken Venüs geldi. O kadar güzeldi ki kimse gözünü ondan ayıramıyordu. Son olarak da çevik ve her an bir öykü ve şaka ile karşımıza çıkmaya hazır Merkür geldi.
Güneş ve ay, on iki göksel alan yönetiyorlardı ve bu krallığı, harika çocukları arasında bölmeye karar verdiler. Satürn en uzaktaki bölgeyi aldı çünkü hepsinin en büyüğü ve en sorumlusu o idi ve herkes en çok ona güveniyordu. Ona kovanın rüzgarlı ülkesi ve oğlağın dağlık krallığını verdiler. Jüpiter, erkek kardeşinin bölgesinin her iki yanını aldı yunusların yaşadığı gizemli göller ülkesi Balık ve görkemli atların krallığı Yay. Mars Jüpiterin yanındaki ülkeleri aldı: Koçun volkanik arazisinin ve enerji kuyularının hakimiyetini ele geçirdi. Marsa ayrıca, güçlü kartalın süzüldüğü Akrep bölgesi verildi. Venüs,göklere yükselen ağaçları ile Boğanın verimli arazisini ve kutsal kütüphaneleri ile Terazinin bulutlu şehrini aldı. Merküre, tüm krallıklardan gelen yolların kesişme noktası olan İkizler ve Başağa ait büyülü hizmetin çıkarıldığı maden ocakları ve mağaralar teslim edildi. Kral Güneş, Alanın altın ülkesinin hakimi olarak kaldı ve Yaşam kraliçesi ay,süt ve erzağın şefkatli dünyası Yengeçi yönetmeyi sürdürdü.
Yörenin paylaşımı çok zekice yapılmıştı ve bu göksel aile hala uyumlu ve zarif bir şekilde hakimiyetlerini sürdürüyorlar. İşlev bozukluğu ve aile sözcüklerinin her zaman aynı şey demek olmadığını bize öğretiyorlar.Kardeşlerin nasıl uyum içinde gelişebileceklerini ve her yerde her şeye bu huzuru yapabileceklerini kanıtlıyor.
Gahl Eden Sasson-Kozmik Gezgin
Sevgi ve ışıkla kalın...
Persephone
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder