Uyumlu kanıtları arayıp uyumsuz kanıtları göz ardı etme eğilimine 'onaylama yanlılığı' denir.
Üniversite yıllarından beri görüştüğünüz bir grup arkadaşınız var. Senede iki üç kez toplanıyorsunuz. İçlerinden bir kişiyle diyaloğunuz diğerlerine göre çok daha iyi. Bu arkadaşınız grup toplantılarından birine katılamıyor. Sohbet esnasında konu dönüp dolaşıp bu arkadaşınıza geliyor. Hakkında pek te hoş olmayan şeyler söyleniyor, sağlam kanıtlarla da söylemlerini destekliyorlar. Hem orada olmayan birinin arkasından konuştukları hem de sizin en yakın arkadaşınız olduğu için diğer insanlara sinirleniyorsunuz. Yıllardır tanıdığınız en iyi arkadaşınızın sizin değerlerinize ters düşen bir çok şey yaptığını öğrendiğinizde, söylenenlerin yanlış olduğunu söylerken diğer yandan da doğru olmasından endişeleniyorsunuz. Eğer anlatılanların doğruluk payı varsa bu sizin için önemli olan bazı şeylerin yanlış olduğu anlamına geliyor. İçinizden bu anlatılanlar 'doğru olamaz' dersiniz ama az önce duyduklarınızı da göz ardı edemezsiniz. Hemen kolları sıvar olayların anlatıldığı gibi olmadığını göstermek adına araştırma yapmaya başlarsınız. Burada amacınız, ulaştığınız bilgileri mantık çerçevesinde değerlendirmek değil, kendi düşüncelerinize uygun bilgiler bulmak. Çünkü; o kişi sizin en yakın arkadaşınız. O kişi hakkında ki düşünceleriniz katiyen değiştirme niyetinde değilsiniz.
Bunu her türlü inanç ve düşüncelerimizde yaparız. Uygun bir delil aradığımızda uygun olmayan delilleri göz ardı eder, yok sayarız. Yaptığımız şey istediğimiz sonuca ulaşmaktır, gerçeklere değil...
SEVGİ ve IŞIK'la kalın...
Persephone
Çok önemli bir konuya değinmişsin. Ne pahasına olursa olsun, (bizi üzse de, kahretse de)gerçeğe ulaşmak mı yoksa bir yalanı yaşamak mı iyi? Ben daima ilkinden yanayım. Zor olsa da gerçeği öğrenmeliyiz. Ülkenin sorunu da bu. Büyük bir kısım insan gerçeği değil HOŞUNA GİDEN şeyi duyma peşinde. Böyle durumlarda gerçeği söyleyenlerden nefret ediliyor maalesef. :(
YanıtlaSilSevgilerimle. :)
Acı da verse gerçek gerçektir. İnsanlığın her daim amacı gerçeği aramak, bulmak olmadı mı? Ne yazık ki hoşumuza gideni duymak insanın kötü bir eğilimi... Sevgiler...
SilGerçekten çok vurucu bir yazı.Üzerinde iyice düşünmek gerek.Teşekkürler :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim🙏🏻 Sevgiler...
SilAçıkçası ben kişiyi yanlışlarla kabul etme taraftarı değilim.Evet çok yakın arkadaşım olabilir ama insansın ve benim hiç hoşuma gitmeyen şyleride yapmis olabilirsin.O huyunu desteklemeden arkadaşlığıma devam ederim.Yüzde yüz fikirlerin paralel gittiği bir arkadaşlık yoktur bence
YanıtlaSilYüzde yüz fikirler paralel gidiyorsa sıkıntı vardır zaten. Böyle bir şey pek mümkün değil. Sevgiler...
SilBöyle bir durumda gerçekten araştırma yaparım. Gerçekten anlatilanlari yapmış mı ya da söylemiş mi? Buna emin olduktan sonra o kişiyle arkadasligimi gözden gecirirdim.
YanıtlaSilKesinlikle araştırılmalı. Duyulanlara körü körüne inanmak da yanlış, yok saymak da.. Sevgiler...
Silbazen de sezgilerine güvenmek gerek :) küçük bir not
YanıtlaSilBen sezgilere inanırım. Ancak sezgilerde yanıltıcı olabiliyor. Çünkü beyin bazen sezgileri ele geçirebiliyor:) Sevgiler...
Silİnsanlar değişebilir ama çok iyi tanıdığıma inandığım birinin haklılığına inanıyorsam körü körüne değil ama yürekten savunurum. Haksız ise haklı göstermek kişiliğime aykırı.
YanıtlaSilSevgiler.
İnsan duyguları ağır bastığında yanlış karar verme eğilimi gösterebiliyor. Olaylara objektif bakmak önemli. Sevgiler...
SilYeni bilgiler... Ne olduğunu biliyordum anlattıklarınızın, ancak ismini bilmiyordum, sayenizde öğrendim. Onaylama yanlılığı... Teşekkürler! :)
YanıtlaSilDeğerli yorumunuz için ben teşekkür ederim🙏🏻 Sevgiler...
SilHarika bir konu olmus emeginize saglikk :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim🙏🏻 Sevgiler...
SilGüzel bir konu. Genelde gerçeklerle değil bize iyi gelen cevaplarla ilgileniyoruz. Bu da iletişimsizliği ve kutuplaşmayı arttırıyor. Elinize sağlık paylaşım için.
YanıtlaSilNe yazık ki insanın doğası böyle:) Sevgiler...
Silay evet ama arkadaşlık gereği de mi bu işteee :)
YanıtlaSilİwit deep:) Sevgiler...
SilEvet. Nerede okuduğumu unuttum ancak hatırladığımız olayların tam olarak hatırladığımız şekilde olmayabileceğiyle ilgiliydi. Sanırım inanmak istediklerimiz bizi yönlendirebiliyor.
YanıtlaSilGüzel konu :)
Evet aynı konuyu ben de okumuştum. Net hatırladığımızı zannettiğimiz olayları ilerleyen dönemde aslında net hatırlamıyoruz. Kesinlikle inanmak istediklerimiz hatırlarımızı bile şekillendiriyor:) Sevgiler...
SilYazı bitişiniz tam bir İlhan İrem imzası :) Işık ve sevgiyle
YanıtlaSilÖyle mi? Mutlu oldum:) İlhan İrem gibi bir üstadın imzasına benzemesi gurur verici... Sevgiler...
SilAma en güzeli doğrudan arkadaşa gidip sormak olmalı bazı şeyleri bilmememiz çok daha iyi bence
YanıtlaSilKesinlikle ancak doğrudan sormak ta bazen çözüm olmuyor... Sevgiler...
SilAnlatılanların ne olduğu ve kim tarafından söylendiği de çok önemli sanırım. Herkesin doğrusu herkese iyi olacak diye bir şey yok. Arkadaşımı gerçekten iyi tanıyorsam ve bu konuşmalar o varken değilde o yokken yapılıyorsa o tplulukta bulunan kişilerin arkadaşım varken ona nasıl davrandıklarını hatırlamaya çalışırım ve ona göre bir karara varırım. Ama herşeyden önemlisi hiçbir zaman kulağıma değil gözüme inanan biri olarak bu durumu mutlaka arkadaşıma sorardım. Eğer onu çok iyi tanıyorsam zaten yalan söylediğinide anlayabilirim 😊. Çok güzel ve anlamlı bir paylaşım olmuş sevgilerimle
YanıtlaSilKimin söylediği önemli. Çünkü, karşımızda ki kişi hakkında daha önce edindiğimiz deneyimlere göre yargıda bulunuruz. Söyleyenin bizde ki güven derecesi çok önemli. Teşekkür ederim🙏🏻 Sevgiler...
SilHoşgeldiniz. Geleceğim ziyaretinize. Sevgiler...
YanıtlaSil