Hasan dede çocukları çok seviyordu, mahallenin çocukları da onu çok seviyordu. Hasan dedenin evi binanın giriş katındaydı, çocuklar acıktı mı, susadı mı Hasan dedenin kapısını çalarlardı, alıştırmıştı çocukları buna, memnundu halinden... Çocuklar da yalnız bırakmıyordu onu, bütün ev ihtiyaçlarına, alışverişine koşuyorlardı... İyi kötü yaşayıp gidiyordu, Hasan dede seksenlerine merdiven dayamıştı ama yine de yaşına göre sağlığı iyi sayılırdı, hafif aksayan ayağı dışında...
Çocuklara bakarak derin bir iç geçirdi, ne kadar da hızlı akmıştı hayat... Bir zamanlar ben de çocuktum diye geçti aklının ucundan... Babası Fahri bey Kayseri'nin ünlü iş adamlarından, annesi Saliha'da köklü bir aileden gelmekteydi... Babası işleri büyütmeye karar verince İstanbul'a taşınmışlardı.... Güzel bir çocukluk geçirmişti, ailenin tek çocuğuydu, ailesi ikinci bir çocuğu çok istemelerine rağmen olmamıştı... Ailesi varını yoğunu Hasan'a adamış en iyi okullarda okutup, iyi bir eğitim vermişlerdi.
Çok hızlı yaşamıştı gençliğini... Zamanının bıçkın delikanlılarındandı. İyi eğitimine rağmen bir işte dikiş tutturamamıştı, babası Hasan'ı şirketin başına geçirmek istiyordu ama hovardalıklarını, vurdum duymazlığını gördükçe güvenemiyordu bir türlü. Kardeşinin oğlu Kamil'i Kayseri'den getirtmiş, onu yetiştiriyordu yanında, bir gün Hasan'ın da adam olacağını umuyordu... İşleri ona emanet etmek istiyordu ne de olsa kanıydı, canıydı... Hasan'ın gönlü kırılsa da bu duruma, aman boşver deyip devam etmişti hayatına... Yaşamıştı kendi bildiğince... Mutlu da olmuştu... Şu an ki en büyük derdi içindeki paylaşamadığı yalnızlığıydı... Etrafında çok insan vardı, konu komşu yalnız bırakmıyordu ama yetmiyordu işte... Nankörlük müydü bu düşüncesi? Yok değil, başka bir türlü yalnızlıktı onun kisi... Doldurulamaz bir yalnızlık... Çok sevmişti vakti zamanında güzel Leyla'yı... Gözünün önündeydi halen, onca yıla rağmen sanki dün gibi uzun siyah saçları, iri kömür karası buğulu gözleri, inci dişleri, ürkek gülümsemesi... Her şeyden değerli o güzel yüreği... Göz pınarlarında yaşlar birikti, yüreğinde derin bir acı hissetti Hasan dede... Leyla'nın özleminin ağırlığı altında ezildi, küçüldü, içindeki kor ateş bütün vücudunu yaktı... Leyla direnebilseydi kör olası verem illetine şimdi yanında olacaktı... Leyla'sı, çocukları, torunları ile birlikte Hasan dede çok farklı bir pencereden bambaşka bir dünyaya bakacaktı...
Sevgi ve ışıkla kalın...
Persephone
Persephone
Yüzyıllık Yalnızlık'ı okurken karşıma çıkıverdi Hasan Dede'nin yalnızlığı.
YanıtlaSilBoy boy,çeşit çeşit ama sen seçmedikçe çekilir dert değil yalnızlık
Sevgiler
Yalnızlık zor, insanın kendi seçimi bile olsa... Sevgiler Kadriye..
SilEn çok korktuklarımdan...
YanıtlaSilKorkmayan var mı ki?:) Sevgiler...
Sildüşündüm de kim olursa yalnız olmazsın diye,....................
YanıtlaSilBence de düşmanım bile olsa... Sevgiler...
SilÇevremizde fark edilmeyen öyle çok Hasan Dede'ler var ki. Keşke yalnızlıklarını giderebilecekleri sosyal yaşam merkezleri oluşturulabilse...
YanıtlaSilAslında çok şey yapılabilir ama kimsenin önceliği değil:( Sevgiler...
SilMerhabalar,
YanıtlaSilBloğunuzu çok beğendim ve izlemeye aldım. Bana da bekliyorum. Güzel paylaşımlarda buluşmak dileğiyle. Sevgilerimi bıraktımmmm…..:))
Teşekkür ederim... Hoşgeldin:) Uğrayacağım... Sevgiler...
Silyalnızlık her yaşta zor.yaşlılıkta bin kaç daha ağır olmalı. bunu bilmeye rağmen yaşamaya engel olamıyor insan çoğu vakit.kader diyoruz geldiğimiz noktaya.kader çizgisinde yalnızlık olmaması dileğimle...
YanıtlaSilAmin diyorum Kelimelerle Dans... Sevgiler...
SilBu aralar aklımdan geçen, sık düşündüğüm konulara paralel bir yazı okudum şimdi daha bir derin düşündüm.
YanıtlaSilGüzel :))
teşekkürler... sevgiler...
Silhttps://www.youtube.com/watch?v=yiUsccMLCsw
YanıtlaSilkaybolan yıllara..
Güzel şarkıdır di mi Safransarı;) Kaybolan yıllara... Sevgiler...
SilYalnızlık en korkutucusu galiba. Hele de sona yaklaşırken.
YanıtlaSilGençken yalnızlık çekilir, hatta sevilesi bir şey olabilir ama ya yaşlılıkta? Sevgiler...
Sil