10 Ekim 2013 Perşembe

Mutluluk ya da mutsuzluk kaderin değil, hayattaki kendi seçimlerinin sonucudur...


Sevgi ve ışıkla kalın…
Persephone

Geçicilik ve Yaşam Devreleri

Her şeyin size geldiği gibi ve sizin gelişip iyiye gittiğiniz başarı devreleri vardır,ve sizin yeni şeylerin ortaya çıkabilmesi ya da değişim-dönüşümün gerçekleşmesi için onları bırakmanız gerekir.Eğer siz o noktada onlara yapışıp direnirseniz,yaşam akışına uymayı reddediyorsunuz demektir ve bu durumda ıstırap çekersiniz.
Yukarı doğru yükseliş devresinin iyi,aşağı doğru iniş devresinin kötü olduğu doğru değildir;bunu sadece zihin böyle yargılar.Gelişme-büyüme genelde olumlu kabul edilir,ama hiçbir şey sonsuza dek büyümez.Eğer her ne türde olursa olsun büyüme sürüp dursaydı,o en sonunda azman ve yıkıcı bir hale gelirdi.Yeni büyüme-gelişmenin meydana gelebilmesi için çözülüp dağılma ihtiyacı vardır.Biri olmadan diğeri de var olamaz.
Aşağı doğru iniş,yani başarısızlık devresi spiritüel idrak için kesinlikle gereklidir.Sizin spiritüel boyuta çekilebilmeniz için bir düzeyde derin bir biçimde başarısız olmanız ya da derin bir kayıp veya acıyı deneyimlemiş olmanız gerekir.Ya da belki bizzat başarınız boş ve anlamsız hale gelir ve böylece başarısızlığa dönüşür.Her başarıda bir başarısızlık ve her başarısızlıkta bir başarı gizlidir.Bu dünyada form düzeyinde herkes er ya da geç 'başarısızlığa uğrar,'ve elbette,her başarı eninde sonunda başarısız olur.Tüm formlar geçicidir.
Siz hala aktif olup yeni formlar ve durumlar yaratıp tezahür ettirmenin tadını çıkarabilirsiniz,ama onlarla özdeşleşmezsiniz.Sizin onlarda bir benlik duygusu bulmaya ihtiyacınız yoktur.Onlar sizin yaşamınız değil,sadece yaşam durumunuzdur.
Fiziksel enerjiniz de devrelere tabidir.O daima zirvede olamaz.Yüksek enerjili olduğu gibi,düşük enerjili zamanlar da olacaktır.Son derece aktif ve yaratıcı olduğunuz dönemlerde olacaktır ama her şeyin durağan göründüğü,hiçbir yere ulaşmaz,hiçbir şey başaramaz göründüğünüz zamanlar da olabilir.Bir devre birkaç saat de sürebilir,birkaç yılda.Bu büyük devreler içinde büyük ve küçük devreler vardır.Birçok hastalık,yenilenme için yaşamsal önem taşıyan düşük enerjili devrelere karşı koymaktan kaynaklanır.Bunu yapma dürtüsü ve benlik değerinizi ve kimlik duygunuzu başarı gibi dış etkenlerden alma eğilimi siz zihinle özdeşleştiğiniz sürece kaçınılmaz bir illüzyondur.Bu illüzyon sizin düşük devreleri kabul edip onların olmalarına izin vermenizi güçleştirir,hatta olanaksız kılar.Böylece,organizmanın zekası kendini korumak  için devreye girebilir ve sizi durmaya zorlamak için bir hastalık yaratabilir,ki gerekli yenilenme gerçekleşebilsin...


Şimdi'nin Gücü
Eckhart Tolle

Sevgi ve ışıkla kalın...
Persephone

8 Ekim 2013 Salı

Yaşam Dramınızın Sonu

İnsanların yaşamlarında vuku bulan ve 'kötü' diye nitelendirilen şeylerin çoğu bilinçsizlikten dolayı meydana gelmiştir. Onlar bizzat insanların, daha doğrusu ego'larının yarattığı şeylerdir. Ben bazen bu şeylere 'dram' derim. Siz tam bilinçli olduğunuzda, artık yaşamınıza dram girmez. Şimdi size ego'nun nasıl iş gördüğünü ve nasıl dram yarattığını kısaca hatırlatayım.
Ego, siz orada tanık olan bilinç, yani izleyici olarak mevcut değilken yaşamınızı yöneten gözlemleyen zihindir. Ego kendisini düşman bir evrende ayrı bir parça olarak algılar, onun başka hiçbir varlıkla gerçek bir içsel bağı yoktur, o potansiyel tehtid olarak gördüğü ya da kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalışacağı diğer egolar tarafından kuşatılmıştır. Temel ego kalıpları kendi yerleşik korkusu ve yoksunluk duygusuyla savaşacak şekilde tasarlanmıştır. Onlar direnme, kontrol, güç, aç gözlülük, savunma ve saldırıdır. Ego'nun bazı stratejileri son derece kurnazcadır, ancak onlar onun hiçbir sorununu gerçekten çözemez, çünkü ego'nun kendisi sorundur.
İster kişisel ilişkilerde, ister örgütlerde ve kurumlarda ego'lar bir araya geldiklerinde, er ya da geç kötü şeyler olur: çatışma, sorunlar, güç mücadeleleri, duygusal ya da fiziksel şiddet vs. şeklinde şu ya da bu tür bir dram vuku bulur. Buna savaş, soykırım ve sömürü gibi ortak kötülükler de dahildir, bunların hepsi kitlesel bilinçsizlikten kaynaklanır. Dahası 'ego'nun sürekli direnmesi bedendeki enerji akışında kısıtlamalar ve tıkanıklıklar yaratarak bir çok hastalığa neden olur. Siz Var'lığa yeniden bağlandığınızda ve artık zihniniz tarafından yönetilmediğinizde, bu şeyleri de yaratmaz olursunuz. Artık dram yaratmaz ve drama katılmazsınız.
Her ne zaman iki ya da daha fazla ego bir araya gelse, şu ya da bu tür bir dram ortaya çıkar. Ama, siz tamamen yalnız yaşasanız bile, yine de kendi dramınızı yaratırsınız. Siz kendi halinize üzüldüğünüzde bu dramdır. Geçmiş ya da geleceğin şimdiyi örtüp karartmasına izin verdiğinizde, psikolojik-zaman yaratıyor olursunuz, ki o dramı oluşturan malzemedir. Siz şimdiki anın olmasına izin vererek onurlandırmadığınızda, dram yaratıyor olursunuz.
Çoğu insan kendi belli yaşam dramına aşıktır. Öyküleri onların kimlikleridir. Onlar tüm benlik duygularını ona yatırmışlardır. Onların -çoğunlukla başarısız olan-bir yanıt, bir çözüm ya da bir şifa arayışları bile bunun bir parçası haline gelir. Onların en çok korktukları ya da direndikleri şey dramlarının son bulmasıdır. Onlar zihinleri oldukları sürece, en çok korktukları ya da direndikleri şey kendi uyanışlarıdır.
Siz olanı tam olarak kabullenerek yaşadığınızda, bu yaşamınızdaki tüm dramın sonu olur.Bu durumda ne kadar uğraşırsa uğraşsın kimse sizinle bir tartışmaya giremez. Siz tam bilinçli bir insanla tartışamazsınız. Bir tartışma zihninizle ve zihinsel bir pozisyonla özdeşleşmeyi ve diğer insanın pozisyonuna direnmeyi ve tepki göstermeyi ima eder. Sonuç zıt kutupların karşılıklı olarak güçlenmesidir. Bunlar bilinçsizliğin mekanikleridir, çalışma biçimidir. Siz hala fikrinizi açık ve kesin bir biçimde söyleyebilirsiniz, ama onun ardında hiçbir tepkisel kuvvet, hiçbir savunma ya da saldırı olmayacaktır. Böylece o bir drama dönüşmeyecektir. Siz tam bilinçli olduğunuzda, artık çatışma içine girmezsiniz. 'Kendisiyle bir olan hiç kimse çatışmayı bile hayal edemez.' der Mucizeler Kursu. Burada kastedilen sadece diğer insanlarla çatışma değil, daha temel bir biçimde kendi içimizdeki çatışmadır, artık zihninizin talepleri ve beklentileri ile, olan arasında bir çatışma olmadığında içinizde de çatışma olmaz...

Şimdi'nin Gücü
Eckhart Tolle


Sevgi ve ışıkla kalın...
Persephone    

4 Ekim 2013 Cuma

Olumsuzluğu Kullanıp Bırakmak

Ego olumsuzluk yoluyla realiteyi kurnazca yönlendirip sonuçta istediği şeyi elde edebileceğine inanır. O, olumsuzluk yoluyla arzu ettiği bir koşulu kendisine çekebileceğine ya da istemediği bir koşulu ortadan kaldırabileceğine inanır. Mucizeler Kursu doğru biçimde, siz her ne zaman mutsuzsanız, bilinçaltında, mutsuzluğun istediğinz şeyi 'elde etmenizi sağlayacağı' inancına sahip olduğunuzu işaret eder. Eğer 'siz' (yani zihin) mutsuzluğun işe yaradığına inanmasaydınız, onu neden yaratacaktınız ki?Gerçek şu ki, olumsuzluk kesinlikle işe yaramaz. O, arzu edilen koşulu çekmek yerine, o koşulu yerinde tutar. Onun tek 'yararlı' işlevi ego'yu güçlendirmesidir ve işte bu yüzden ego onu sever.
Bir kez herhangi bir olumsuzluk biçimiyle özdeşleştiğinizde, onu bırakmak istemezsiniz ve derin bilinçaltı düzeyde, siz olumlu değişimi istemezsiniz. O sizin üzgün, öfkeli ya da haksızlığa uğramış kişi kimliğinizi tehtid edecektir. Siz o zaman yaşamınızdaki olumluyu görmezden gelir, yadsır (inkar eder) ya da baltalarsınız. Bu yaygın bir fenomendir. O aynı zamanda delicedir.
Olumsuzluk tamamiyle doğal olmayan bir şeydir. O psişik bir kirleticidir ve doğanın kirletilip tahrip edilmesi ile ortak insan psişesinde birikmiş yoğun olumsuzluk arasında derin bir bağ vardır. Gezegen üzerinde, insanlardan başka hiçbir yaşam formu olumsuzluğu bilmez, aynı şekilde insanlardan başka hiçbir yaşam formu kendisini besleyip yaşatanYerküre'yi kirletip zehirlemez. Siz hiç mutsuz bir çiçek ya da stresli bir meşe ağacı gördünüz mü? Siz hiç üzgün bir yunusla, kendini beğenmeyen bir kurbağayla, gevşeyemeyen bir kediyle, ya da nefret ve içerleme taşıyan bir kuşla karşılaştınız mı? Ara sıra olumsuzluğa benzer bir şey hissedebilen ya da sinirli davranış belirtileri gösteren hayvanlar, sadece insanlarla yakın temas içinde yaşayan ve böylece insan zihnine ve onun deliliğine bağlanan hayvanlardır.
Herhangi bir bitkiyi ya da hayvanı izleyin ve onun size olanı kabullenmeyi, Şimdi'ye teslim olmayı öğretmesine izin verin. Onun size Var'lığı öğretmesine izin verin. Onun size bütünlüğü, bir olmayı, kendiniz olmayı, gerçek olmayı öğretmesine izin verin. Onun size yaşamayı ve ölmeyi bir soruna dönüştürmemeyi öğretmesine izin verin....   


Şimdi'nin Gücü
Eckhart Tolle
http://tr.wikipedia.org/wiki/Eckhart_Tolle


Sevgi ve ışıkla kalın...
Persephone