12 Ağustos 2012 Pazar

Büyüleyen Ada Tenedos

fotoğraf: Persephone

fotoğraf: Persephone

fotoğraf: Persephone

 fotoğraf: Persephone

fotoğraf: Persephone

İlk blog yazımı, aklımı başımdan alan Tenedos(Bozcaada) için yazmak istedim. Belki bir gün hayallerimi gerçekleştirmek için bana kucak açar Tenedos...  
Kısaca Tenedos(Bozcaada)'un tarihine gözatmakta fayda var sanırım; 
Antik çağda Leukophrys, Yunan Mitolojisinde Tenedos adıyla anılan Bozcaada, stratejik konumundan dolayı çağlar boyunca birçok kez istilaya uğramış ve el değiştirmiş.
Adanın tarihi M.Ö. 3000 yıllarına dayanıyor. Adanın bilinen ilk sakinleri Pelasg'lar. Daha sonra sırasıyla Fenikeliler, Atinalılar, Yunanlılar, Persler, Büyük İskender, Bizanslar, Cenevizler, Venedikler ve Osmanlılar adada hüküm sürmüş.
Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’u fethetmesinden sonra Bozcaada, Türkler için önem kazanmış ve 1455’te Osmanlı topraklarına katılmış. Bu tarihten itibaren Osmanlılar ve Venedikliler arasında Bozcaada için mücadeleler olmuş ve adanın hakimiyeti zaman zaman Venediklilere geçmiş.
Osmanlı yönetiminde geçen uzun bir dönemden sonra, Balkan Savaşları sırasında 1912’de Yunanistan tarafından işgal edilen ada, 1923 Lozan Anlaşmasıyla Gökçeada ile birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanmış.
Bozcaada'ya ayak bastığımda ilk durağım akvaryum koyu idi, görmeye değer bir koy. Mavinin bir çok tonunu içinde barındıran bir deniz, bir o kadar huzur verici manzara. Ayazma plajında denize girmeden de olmaz. O turkuaz renginin buz gibi serin sularının keyfine varmak gerekir...


fotoğraf: Persephone
Bir sonraki durak tabii ki Aya Paraskevi manastırı, bu manastıra uğramadan, dilek dilemeden bu adadan gidilmezdi.Aya Paraskevi efsanesi,yürek burkan güzel bir aşk hikayesi kaynaklı. Tabi bu devirde bu tür aşklara pek rastlamadığımız için, bu hikaye eminim yüreğinizin bir köşesine dokunacaktır. Sizleri bilmem ama beni çok etkiledi.Efsane şöyle: “Paraskivi genç ve güzel bir kızken Göztepe’de ki Ayyalus manastırından yakışıklı bir gence aşık olmuş. Babası durumu öğrenince kızını Ayazma da göz hapsine almış. Kız ve oğlan uzun süre aşklarını gizlemişler fakat bir türlü görüşememişler. Paraskivi aşk ateşinden ölünce bu büyük aşkın hürmetine başkalarının dileklerinin gerçekleşmesi için dua edecekleri bir dilek pınarı yapılmış.” Her sene Rumlar burada toplanıp dilekleri için dua edip ayinler yapmaktadırlar.


fotoğraf: Persephone

Ve Bozcaada da tamamen bir tesadüf eseri karşılaştığımız yakışıklı ve karizmatik ,ayrıca toprağım olan Makedonya Üsküp göçmeni (bu arada canım dedeme çok benziyordu kendisi) amcamıza göre de, burada her kim ne için dua ederse etsin mutlaka duası kabul olurmuş;)
fotoğraf: Persephone


Bozcaada'ya gidildiğinde mutlaka görülmesi gereken yerlerden biride Bozcaada Yerel Tarih Araştırma Merkezi. Burası M.Hakan Gürüney tarafından kurulmuş. Çok şanslıyım ki bu insanla tanışma şansı buldum ve kendi ağzından bu hikayenin nasıl başladığını dinledim... Ve kendisini inanılmaz derecede kıskandım. Gerçekten büyük emekler harcanararak düzenlenmiş bu müze görülmeye değer ve tüyler ürpertici.. .Ben çok etkilendim... Etkilenmemek mümkün değil, çünkü o dönemde yaşamış bir çok insanın, bir çok ailenin dramatik hayat hikayeleri gözünüzün önünden geçiyor. O kadar canlı yaşıyorsunuz ki, o yaşanan acıları hissetmemek mümkün değil. Buraya gittiğimizde ne bulacağız derseniz, kısaca şöyle anlatayım;
T.C.Bozcaada Kaymakamlığı tarafından tahsis edilen 130 yıllık binada, Bozcaada tarihi ile ilgili 45 ayrı konu başlığında 3000'den fazla fotoğraf, belge, harita, gravür, obje ve günlük yaşamdan köşelerle hazırlanmış geçmişten günümüze Bozcaada'yı anlatan bir sergi bulunmakta. Sergileme kategorik anlamda, farklı odalarda farklı dönemleri hikaye eder şekilde düzenlenmiş. Mutlaka geziniz,görünüz...


fotoğraf :Persephone

fotoğraf: Persephone

Mitolojik adıyla Tenedos((Bozcaada); küçük bir ada olmasına karşın, içinde büyük bir tarih barındıran aslında büyük bir ada... Baktığınızda bir avuç boz toprak parçası gibi görünebilir gözünüze. Ancak bir çok uygarlığa kucak açmış, bir çok aile bu adadan geçmişini bırakarak ayrılmak zorunda kalmış. Gözlerinizi yaşartacak bir çok hikayeye tanıklık etmiş...
Ada halkı çok candan ve onlarla sohbet ettiğinizde yürek burkan bir çok hikaye dinleyebilirsiniz... Mesela madam Sofi bu adayı yıllar önce terk etmek zorunda kalmış eski bir rum kadını, giderken de türk komşusuna çok güzel bir kurabiye tarifi bırakmış, damla sakızlı ve bademli kurabiye... Şimdi çınaraltı kahvenin tam karşısında madam Sofi'nin kurabiyeleri adı altında minik bir dükkan var, bu dükkanı madam Sofi'in komşusunun kızı işletmekte... Madam Sofi adayı terk etmeden önce, bu küçük dükkanın sahibinin annesine bırakmış kurabiye tariflerini....Bu kurabiyelerden tatmadan ve yanında limonata içmeden adadan ayrılmayınız...İnanılmaz güzeller...
Dünyanın ucundaki fener olarak bilinen ''Polente Feneri''ne yanınıza şarabınızı alıp rüzgar gülleri ve doyumsuz manzara eşliğinde şarabınızı yudumlamayı da unutmayın... 


fotoğraf: Persephone

Şu an gözümde tüten Tenedos(Bozcaada); eski rum mahallelerinin o şirin görkemi taş evler; merdiven girişleri, ahşap bir birinden renkli kapıları ve pencereleri, ilginç kapı tokmakları, kapı önlerindeki tahta masa ve sandalyeleri, sanki sizi orada akşamüstü sohbetine davet eder gibi. Bir de sohbetin yanında o mis gibi damla sakızlı türk kahvesi, değmez hiç bir şey keyfinize... Asırlık çınarın zamana ve geçmişte yaşanmış o acılara inat ayakta duruşu, o ihtişamı altındaki minik kahve...Küçük küçük kafeleri, balık restorantları, rum meyhaneleri, sıcak kanlı, güler yüzlü insanları...

Anlatılmaz,yaşanır Tenedos(Bozcaada)...



fotoğraf: Persephone

fotoğraf: Persephone

fotoğraf: Persephone


fotoğraf: Persephone

fotoğraf: Persephone

fotoğraf: Persephone



SEVGİ ve IŞIK'la kalın...
Persephone