5 Şubat 2017 Pazar

Elde Etmenin Pişmanlığı

İsteme arzusu güçlüdür ve büyük heyecan yaratır. Beğendiğiniz bir ayakkabı bütçenizin üzerinde bile olsa, isteme arzunuza yenik düşmeniz olasıdır. Peki o ayakkabıyı satın aldığınızda ve ayağınıza giydiğinizde, onu istediğiniz zaman içerisinde ki heyecanı duyar mısınız? Genel olarak bu sorunun cevabı; hayır. Çünkü; artık istediğiniz ödüle ulaşmışsınızdır ve elde ettiğiniz şey sizi umutsuz bir duyguya kayıp duygusuna sürükler. Bu duygunun adı da; "elde etme pişmanlığı"dır. Bununla birlikte alışma süreci başlar ve haftalar sonra o ayakkabıyı ne kadar istediğinizi unutursunuz ve sizin için diğer ayakkabılarınızdan farkı kalmaz.
Önce satın alma beklentisinin hazzını hissederiz ve ulaştığımız noktada bu haz yerini beğenme hissine bırakır ve haftalar sonra başlangıçta hissetğimiz hazzı bir daha asla hissedemeyiz. Ve yeni bir ödül süreci bizim için başlar. Beyin ödülleri sever.
Pişmanlık genellikle beklentimizi karşılamadan önce başlıyor. Araştırmalar, ödül beklentisinin yerini pek de heyecan verici olmayan bir şeyin almaya başladığı an itibari ile çok güçlü bir şekilde hissettiğimiz pişmanlığın karar alma sürecini önemli ölçüde etkilediğini gösteriyor. Bu düşüş genelde beklentimiz gerçekleşmeden önce başlıyor.
İlişkilerde de durum pek farklı değil. Boşandıktan sonra pek çok kez evlenen insanları düşünün. İlişkilerde alışma üzerine yapılan araştırmalar, çoğu insanın evlilikle birlikte sorumluluklar başladığında hazda yaşanan azalmanın üstesinden gelemediğine işaret ediyor. Ortaya çıkan boşluğu pişmanlık dolduruyor ve evlilik sıkıntılı bir hal almaya başlıyor. Bu nedenle ikinci evliliklerdeki boşanma oranlarının birinci evliliklerdeki boşanmalardan yüksek olması tesadüf değil; ödülü yeniden elde etme beklentisi yeni bir alışkanlık döngüsü başlatıyor.
Yeni olanın ömrü çok kısa olsa ve nadiren beklentileri karşılasa da çekiciliği hafife alınamaz. Yeni olan ödül beklentisinin azalmasıyla birlikte pişmanlık döngüsü başlar ve gittiğin her yere kendini de götürürsün.
Pişmanlık olumsuzmuş gibi görünse de hayatımıza adapte olmamızı sağlar. Nasıl mı? Değişme, öğrenme ve geliştirme becerilerimizi geliştirir ve hayatta kalma ihtiyacımızı karşılar, karşı-olgusal işlevi vasıtasıyla öğrenme aracı olarak işlev görür. Geri dönüp, kararlarımıza baktığımızda X yerine Y'yi yapsaydım, Z durumuyla karşılaşmazdım, şeklinde düşündüğümüzde "karşı-olgusal düşünme" ile meşgul oluruz. Bu düşünme biçiminin öğrenme açısından yadsınamayacak faydası ise bir daha ki sefer benzer durumlarla karşılaştığımızda karşı- olgusal düşünmenin sonuçlarını bildiğimizden aynı hataları tekrar etmeyeceğimizdir.

Yararlanılan Kaynak: Beyninizi Ne Mutlu Eder ve Siz Niçin Tersini Yapmalısınız - David Disalvo


SEVGİ ve IŞIK'la kalın...
Persephone

45 yorum:

  1. Geçen paylaştığım Geveze nin yaptığı konuşmada da buna değiniyordu.
    Ulaşılmaz olanın cazibesi çok fazla ancak bir de dünyevi güzelliklere düşkünlüğümüz ve ulaşma isteğimiz de beynimizin yanında ruh yapımıza da ters düşüp bizi yoruyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzlemiştim paylaştığın videoyu, çok güzeldi. Tedex videolarını çok severek izliyorum. Demek ki heyecanlandıran şey o istek. Ulaşınca puff diye sönüyor:) Yorucu olduğu gerçek.

      Sil
  2. Çok doğru.Evliliklerdede bu durum böyle gerçekleşiyor.Herkes evlenirken bam başka hayallere beklentilere kapılıp evleniyor.Aynı evin içine girince sıradanlasıyor hersey.Alışma süreci ağır basıyor cnkü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Belki de sıradanlığı ortadan kaldırmak gerekiyor. Her şey de olduğu gibi rutin insanı sıkıyor. Alışmak da cabası... Sevgiler...

      Sil
  3. Hayat zaten bir deneyimler bütünü değil midir? Yaşamda hiçbir şey tekdüze devam etmiyor. Heyecanlarımız hep aynı şiddette devam etseydi nasıl da yorgun düşerdik. Hepimiz her gün, her an yeni bir şey öğreniyoruz.
    Belki pişmanlıklarımız olmasa mutlulukların da tadına varamazdık.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, hayat deneyimlerin bir bütünü. Önemli olansa o deneyimlerin farkına varmak ve onlardan faydalanmak. Öğrenim hayat boyu devam ediyor, sonu yok. Öğrendikçe güçleniyoruz. Elimizdeki değerlerin kıymetini bilmeyi bir başarabilsek. Sevgiler...

      Sil
  4. hayallere ulaşmamak lazım işte zaten iyi değil :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahaaa bu da değişik bir bakış açısı tabii:) Sevgiler...

      Sil
  5. Tüm bunlara dikkat edebilsek ne güzel olur 🤔🤔

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmek yetmiyor, önemli olsn uygulama kısmı:) Sevgiler...

      Sil
  6. Biz yine aynı hataları tekrarlıyoruz gibi geliyor bana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimi zanan ders çıkarıyoruz, kimi zaman da olmuyor işte:) Sevgiler...

      Sil
  7. Bir şeyleri beklemek onu yaşamak ve hatırlamaktan daha çok keyif verirmiş diye biliyordum. Bu yazı tam da onu diyor:) Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Öyle gözüküyor... Beklemek çok sıkıcı olsa da verdiği heyecan büyükmüş:)) Sevgiler...

      Sil
  8. Kaynak kitabı merak ettim.İnceleyeceğim biraz.Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Güzel kitap. Konular psikolojik çalışmalara dayandırılmış. Sevgiler...

      Sil
  9. ne güzel bir yazı ve ne tesadüf ki bugün bende buna benzer şeyler düşündüm bir boşluğum sırasında ve o sırada senin yazın ile karşılaştım. bencede birşeyi elde edememişken ona duyduğun özlem, istek, ona ulaştığında yapacaklarının hayalini kurmalar vesaire elde edildikten sonra tüm büyüsünü yitiriyor tüm renkler soluyor gibi geliyor. tamam ona sahipsin, birşeyin senin olduğunu bilmenin mutluluğu başka ama yine de asla elde etmek için harcanan çaba ve heyecanın yerini tutmuyor ne yazık ki asla. çok güzel bir yazıydı. demekki böyle düşünen tek ben değilmişim. sana ve bbu yazıyı yorumlayanlara bakarsak benim gibi düşünen ne çok kişi varmış. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Genelde elde edilen şey hayallerle uyuşmuyor. Elimizde olmayan şeylere fazla anlam yüklüyor ve değerinin üzerinde kıymet veriyoruz. Ulaşamadığı şeylere kıymet vermek insanın doğasında var sanırım. Sevgiler...

      Sil
    2. Çok güzel anlattınız kesinlikle katılıyorum

      Sil
  10. Pişman olurken böyle düşünmek lazım belki de :))

    YanıtlaSil
  11. Oyle guzel ve arastirmaya dayali bir paylasimdi ki uzerine kendi fikrimi eklemeye hiicc gerek yok. Mutlu aksamlar temennisi birakip kacayim ben en iyisi:)

    YanıtlaSil
  12. Gercek mutlulugu elde edebilcegmizi zannediyoruz sanirim. Asiki yasayabiliyor olmaktan cok hisssetmeyi yakalamayi istemek daha güzel. Amac veriyor insana.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçek mutluluk diye bir şey var mı ki? İnsanlar mutlu olmaktan ziyade mutsuz olacak şeyleri buluyor ve ona odaklanıyor:) Sevgiler...

      Sil
  13. Ders almak diye buna denir işte Allah yardımcımız olsun.

    YanıtlaSil
  14. Çok güzel ve faydalı bir paylaşımdı. Teşekkürler, okurken gerçekten öyle demekten kendimi alamadım. Sevgiler :))

    YanıtlaSil
  15. Blogumda bir akıma davetlisin tatlım ❤

    YanıtlaSil
  16. Faydalı ve ilginç bir yazıydı, efendim. Paylaştığınız için teşekkürler! :)

    YanıtlaSil
  17. Elde edince pişman olmuyorsun aslında, sadece o yoğun arzu geçiyor. Amannnn bu muymuş diyorsun. Belki de elde ettiğinin farkında olmak lazım, ya da kaybedince ne hissedeceğinin

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çoğu zaman ne ya da beyi istediğimizin farkında olmuyoruz. Sonuçlarına da bakmıyor, yalnızca istiyoruz😊 Sevgiler...

      Sil
  18. "Pişmanlık olumsuzmuş gibi görünse de hayatımıza adapte olmamızı sağlar." o.O Hayatımda ilk kez böyle bir şey duydum ama düşününce mantıklı gerçekten *o*

    YanıtlaSil
  19. Merhaba,

    Güzel bir yazı... Bir şeye karşı isteğimizin grafiği bir noktaya kadar artan ve sonra belki çıkıştaki kadar hızlı olmasa da azalan kırıklı bir çizgi şeklinde. En azından benim için genellikle öyle oluyor. O zirve ve dolayında akıllıca davranırsak sonrasında pişmanlık yaşama olasılığımız azalır. Bir de bu ödüllendirme dünyasında galiba kendimize "İhtiyacım var mı?" sorusunu sormayı unutuyoruz. Kim bilir başka şeyler belki bizi ve dolayısıyla beynimizi daha çok mutlu edecektir. Düşünmek lazım.

    Güzel günler diliyorum! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. En önemli soru "ihtiyacım var mı!?" Sorusu. Her istediğimizi sorgulamakta fayda var:) Sevgiler...

      Sil
  20. pişmanlığın hayatımıza ruhsal gelişim sürecimize epey bir şey kattığını yadsıyamam ama artık pişman olmadan bazı şeyleri yapmamayı tercih ediyorum bu da yine tecrübeyle oluşuyor, güzel bir paylaşımdı :)
    sevgiler <3

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yaşadıkça insan tecrübeleriyle her şeye yaklaşımı değişiyor. Sevgiler...

      Sil
  21. Bu arada Mim'ledim seni ♥

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tımam☺ Yapacağım👍🏻 Teşekkürler🙏🏻 Sevgiler...

      Sil
  22. Çok doğru bir tespit. Yüreğine sağlık.

    YanıtlaSil