24 Nisan 2015 Cuma
Sislerin Ardında
Gecenin karanlığına sis çökmüş. Caddeler kıvrılarak sonsuzluğa açılıyor. Ay ışığı aydınlatıyor etrafı bir de bir kaç sokak lambası. Derin ve huzurlu bir sessizlik hakim geceye, ölüm sessizliği. Uzaktan bir adam görünüyor, üzerinde siyah pardösüsü, başında kirden dolayı griden siyaha yüz vurmuş fötr şapkası, sağ eli cebinde sol elinde sigara, üşüyor gibi, omuzlarını göğsüne değin iyice kapatmış oysa hava ılık. Ne sonbahar ne de kış. Az biraz yazdan kalma. Belki de yorgunluktandır o hali.
Ağır aksak adımlarla ilerliyor, başı öne eğik.Yanan sigarasından son bir nefes çekiyor, yere atıp sinirli sinirli sigarasını sağ ayağıyla eziyor, izmaritinin çirkin kokusunu burnumda hissediyorum.
Eli cebine gidiyor, alelacele bir şeyler arıyor, Sigara paketini çıkarıp bir sigara daha yakıyor. Sigara imiş aradığı.
Oradaki varlığımı, üzerindeki bakışları hissetmiş gibi başını birden yukarıya çeviriyor.
Korkuyorum beni görecek diye, karanlığın içinde perdenin arkasına görüşümü kaybetmeden gizleniyorum. Fark etmiyor beni ya da fark etmemiş görünüyor.
Yüzünün bir kısmını ay ışığı aydınlatıyor, derinleşmiş çizgilerini, dalgın ve yaşlı gözlerini görüyorum. Belli ki yaşı geçkince değil, fazlasıyla yaşanmışlığın izleri yansımış yalnızca yüzüne.
Neler yaşamış, hangi acılara göğüs germiş, hangi yitip giden sevgilere dalgın gözleri kim bilir?
Sessizliği bozan telefonun sesiyle irkiliyor adam. Telefonun ekranına uzun uzun bakıyor, cevap vermekte kararsız gibi. Aç şu telefonu diyorum kendi kendime, huzursuz ediyor beni telefonun sesi.Ve sonunda kararını veriyor, telefonunu kulağına götürüyor. Hızlı hızlı bir şeyler söylüyor, boşta kalan eli bir yukarı çıkıyor bir aşağı iniyor, kızgın.
Meraklanıyorum, duymak istiyorum konuştuklarını hiç üstüme vazife değilken. Oysa ki;tek hevesim derdinin ne olduğunu anlamak. Ne yapabileceksem? Benimki de bir tuhaf hal.
Sorunların tek çözümü kendimizken, sorunlarımıza başka bir elin dokunuşunun ne anlamı var ki?
Telefonu kapatıyor adam, düşünceli düşünceli bir sigara daha yakıyor, adımları telaşlanıyor, hızlıca karanlığa karışıyor.
SEVGİ ve IŞIK'la kalın...
Persephone
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
kürk mantolu mösyö!
YanıtlaSilsahiden iyisin bahar,sahiden:)
Ne güzel demişsin Havvacımmm 'Kürk Mantolu Mösyö' bayıldım... Canııım benim teşekkürler... Sevgiler...
Silsorunların tek çözümü kendimiziz .. ha şunu bileydik :)
YanıtlaSilHoşgeldin kelebeğim:) İvit çözüm kendimizde;) Sevgiler...
SilOooo harika. Evet sorunlarin çözümü bazen elimizde ama bazen de bir dost eli de gerekebiliyor. Cok etkileyiciydi ;)
YanıtlaSilTeşekkğrler Başkanım:) Evet bazende bir dost eli gerekiyor... Sevgiler...
Silbazen böyle yaşlı amcalar teyzeler oluyor. Ama yüzü böyle güzel çizgileri derin olan. gözleri böyle dolu bakan. bende işte o zaman merak ediyorum ne yaşadılar. ne gördüler çizgileri bu kadar derin. bazende böyle sağında solunda biri oturuyor ya ne olmuş onlara merak ediyorum.
YanıtlaSilYazını beğendim dememe gerek var mı? baksana bana neleri anımsattı. :D
Çoğu zaman bakıp geçiyoruz, görmüyoruz. O kadar çok günlük telaşlarla doluyuz ki... Arada bir nefes alıp gözlemlemeli etrafı;) Teşekkür ederim Ladyim... Sevgiler...
SilSorunların tek çözümü kişisel olsa da bazen bir başka seslenişe, dokunuşa, bakışa ihtiyaç duyabilir insan. "İmdat" çağrısında bulunamasa da uzatılacak her el bir cankurtaran simidi gibidir.
YanıtlaSilNeden denemeyelim...?
Mutlaka denemeli... İnsan kendi bakış açısını değiştirmediği zaman, dışarıdan uzanan eller çoğu zaman faydasız... Eğer bakış açımızı değiştirmede fatdası olacaksa uzanan elleri geri çevirmemeli... Sevgiler...
SilBana da kürk mantolu madonnadaki o takip ediyor bakmıyor ve tahmin etmeye çalışıyor ya orayı anımsattı. Sanki ordan bir parçaymış gibi. Çok güzel yazmışsın =)
YanıtlaSilSeverek okuduğum bir kitaptı. Belki de bilinçaltımın dışavurumudur:) Sevgiler...
Silne güzel yazmışsın, canlandı gözümde sonuna kadar :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim Safransarı... Sevgiler...
Sil