'' Doktor bey! Nabız düşüyor, hastayı kaybediyoruz!''
'' Hemşire hanım defibrilatörü hazırlayın. Hastaya elektro şok vereceğiz...''
Ani bir acı hissi ve şiddetli bir gürültü duydu.
''Neredeyim ben? Neler oluyor?''
Bilincini toparlamaya çalıştı, olanları hatırlamak istiyordu. Hastanedeydi. Peki ama buraya nasıl gelmişti?
En son hatırladığı oğlu ve eşiyle yemekte şiddetli bir tartışmanın ortasında olduğuydu. Her zamanki gibi alkolü fazla kaçırmıştı...
Ya sonra... Ya sonra...
Hatırlamak için tüm gücüyle zorluyordu beyin hücrelerini... Her şey bulanık, gözlüğünü kaybetmiş yüksek numaralı miyopik gibi...
'' Doktor bey hastamızın nabzı normale döndü ...''
'' Kontrol altında tutmalıyız hastamızı, hayati tehlikesi sürüyor, hemşire hanım...''
Kafası karıncalanıyor, gözünde ışıklar patlıyor, göğsünde şiddetli bir ağrı hissediyordu. Bilinci bir açılıp bir kapanıyor, damarlarının içinde kanının dolaştığını duyumsuyordu. Küçük fotoğraf kareleri şeklindeki görüntüleri birleştirmeyi başaramıyordu, uzun bir zincirin kopuk halkaları gibiydi görüntüler..
Göz kapakları ağırlığını halen hissettirse de bilincinin yavaş yavaş açıldığını hissediyor, kopuk halkalar birleşiyor, fotoğraf kareleri netleşiyordu...
Tartışmanın ardından yemek yedikleri restoranı hızlıca terk ettiklerini anımsadı. Kendisi direksiyon başında yerini almış, eşi yan koltuğa, oğlu arka koltuğa oturmuştu... Gerginlik devam ediyor, tartışma arabada da olanca hızıyla sürüyordu.
'' Çok alkollüsün, sarhoşsun sen! Bırak ta arabayı ben kullanayım! '' dedi eşi...
'' Hayır! Ben gayet iyiyim! '' diye haykırdı... Arabayı kullanmakta kararlıydı.
Yağmur arabanın camını delercesine yağıyor, ana yolda ışıklar yanmıyordu... Damarlarında dolaşan alkol görüşünü daha fazla kaybetmesine neden oluyor, ara ara hararetlenen tartışma dikkatini dağıtıyor, kafası bulanıklaşıyordu... Aniden bir ışık, karşısında dev gibi bir kamyon belirdi. Birden acı dolu, insanın içini parçalayan şiddette bir gürültü koptu.
'' Oğluuum, eşiiimmm!!! ''
Kanı dondu, vücudu titremeye başladı, nabzı düzensizleşti, bilincini kaybetti...
Hemşire acil durum düğmesine bastı...
'' Doktor bey! Hastayı kaybediyoruz...''
SEVGİ ve IŞIK'la kalın...
Persephone
taksi kullansa ne olurdu sanki bu millet.
YanıtlaSilGüzel yazmışın be canım :D
İyi olurdu di mi? Her nedense kafa basmıyo:) Teşekkürler... Sevgiler...
Silbizim ülkenin halleri ama demi işteeee
YanıtlaSilAynen öle deep... Sevgiler...
SilGüzeldi...
YanıtlaSilBen cevaplarını keyifle okuyacağım bir Mim ile Mim'ledim seni..haberin olsun
Teşekkürler... Büyük bir zevkle cevaplayacağım:) Sevgiler...
SilBöyle insanlara sinir oluyorum. Tamam senin canının önemi yok tamam kocanı da geçtim ama yavrun da o arabada. Madem şeyinde olmayacaktı niye doğurdun. O kadar acıya neden katlandın. Dokuz ay neden taşıdın onu. Sinirleniyorum işte böyle olunca :) Ellerine sağlık Persephone. Çok güzel bir yazı olmuş :))
YanıtlaSilteşekkürler güzel yorumun için... sevgiler...
SilHer bitiş, yeni bir başlangıçtır. Bazen tatlı , bazen ise acı. Umarım bu bitiş, acı sonuçlara gebe değildir. Bahar Tanrıçası, ben; baharı müjdeleyen cemrelerden birinin anneannesiyim;) geldim, gördüm, beğendim ve kalmaya karar verdim;))) sevgiyle kal. Bahar umuttur... Tanrıçalar iyi bilir...
YanıtlaSilBahar umuttur gerçekten... Ben de takipteyim sizi... Sevgiler..
Siloff yaa çok güzel yazmışsın. keşke olmasa , daha büyük cezalar gelse,..arabalarda, alkollüyse o kişi, kilit olsa araba çalışmasa. yok bizim insan ona da bi yol bulur :(
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim Kreatif Başkan... Aynı fikirleri paylaşıyorum seninle... Sevgiler...
Silblog keşif etkinliğinden geldim, takibe aldım, bana da beklerim
YanıtlaSilhttp://meleginhediyeleri.blogspot.com.tr/
merhaba:) hoşgeldiniz...hemen uğruyorum;) sevgiler...
Sil