23 Aralık 2016 Cuma

Kız Kulesi'nin Gizi





Hem evvel zaman içinde varolmuş, hem şimdiki zaman içinde varolan, hem de gelecekte varolacak efsaneler sultanı İstanbul'un bağrındaki bir kulenin öyküsüdür bu.
İstanbul'un her köşesi güzelliklerle, her köşesi gizlerle doludur. İşte bu güzelliklerden biri de önünden her gün onlarca geminin geçtiği Kız Kulesi'dir.
Kız Kulesi, İstanbul'un eski semtlerinden Üsküdar'ın sahilinde, kıyıya çok yakın mini mini bir adanın üzerinde beyaz bir kuğu gibi süzülüp durur.
Üsküdar kıyılarından İstanbul'u seyredenler, kentin Kız Kulesi'yle nasıl bir renk ve canlılık kazandığını görürler. Görürler de, bu mini mini adanın onlarca efsanede söz konusu edilen öyküsünü bilen pek azdır.
Efsaneye göre, Kız Kulesi'nin kayalıklarına vuran dalgalar, sabaha kadar, bir Yunan efsanesinde aşk tanrıçası olarak bilinen Afrodit'in rahibesi Hero'nun hüzünlü aşk öyküsünü anlatırlarmış. Aşık olması yasaklanmış Hero, Afrodit'in tapınağında yapılan bir törene katılmak için kuleden ayrılmış, tapınakta Leandros adlı bir gençle karşılaşmış,  birbirlerini sevmişler.
Geri döndükten sonra Hero, kulede her gece bir meşale yakıyormuş. Leandros da meşalenin ışığına doğru yüzüyor, iki sevgili kulede buluşuyorlarmış. Bir gece, fırtına Hero'nun yaktığı meşaleyi söndürmüş.
Karanlıkta yolunu kaybeden genç Leandros, Boğaz'ın sularına gömülmüş. Hero, fırtına dindikten sonra meşalesini yeniden yakmış, heyecanla sevdiği genci beklemiş. Gün ağarınca, Boğaz'ın soğuk sularında sevgilisinin cesedini görmüş, bu acıya dayanamamış, kendisini derin Boğaz sularına bırakmış. O günden sonra Kız Kulesi kavuşamayan aşıkların simgesi olmuş.
Daha nice efsaneler anlatılmıştır Kız Kule'sinde kavuşamayan aşıklar üstüne, bunlardan yalnızca biri var ki mutlu sonla biter. O da Üsküdar tekfurunun yani Bizans valisinin kuleye kapatılan kızıyla Battal Gazi'nin aşkını anlatan efsanedir.
Battal Gazi, Üsküdar tekfurunun kızına aşık olunca, tekfur da buluşmalarını önlemek için kızını burada yaptırdığı kuleye hapsetmiş.
Bunu öğrenen Battal Gazi, her şeyi göze alıp kuleye çıkmayı başarmış; sevgilisini ve valinin kulede saklı olan hazinesini de alarak Üsküdar'a geçmiş. Kimse onlara yetişememiş. O günden sonra bu kuleye Kız Kulesi denmiş.
Bir başka efsane de Bizans imparatoru Konstantin'in güzeller güzeli kızının önlenemeyen kaderini anlatır. Sarı saçlı, mavi gözlü, beyaz tenli bu kızın güzelliği herkesin dilindeymiş. Halkın arasına karıştığında, bütün gözler ona çevriliyormuş. 
Bizans imparatoru kızını çok seviyormuş, üzerine titriyor, bir kılına bile zarar gelmesin istiyormu. Ama ''sakınılan göze çöp batar'' derler ya, falcılar yememişler içmemişler, Konstantin'e bir kara haber vermişler.
''Bizi bağışla yüce imparatorumuz. Nasıl söylesek bilmiyoruz,'' demişler.
Konstantin kaşlarını çatmış ve bağırmış:
''Neden lafı ağzınızda geveleyip duruyorsunuz. Ne diyecekseniz deyin hemen!''
Falcılar cevap vermişler:
''Hoşunuza gitmeyecek, biliyoruz, ama önlem almanız için de söylemek zorundayız.''
Konstantin:
''Söyleyin ne söyleyecekseniz. Yoksa karışmam ha!'' diye daha da öfkelenince falcılar iki gözleri iki çeşme:
''Sevgili kızınız on sekiz yaşına gelince, bir yılan sokması sonucu ölecek...'' demişler.
Konstantin, beyninden vurulmuşa dönmüş; saçını başını yolmuş, hop oturup hop kalkmış, sarayın salonlarını fır dönmüş. Rahatı, huzuru, uykusu kaçmış.
Bu kötü kaderi değiştirmek için ülkenin dört bir yanına haberciler gönderip yüzlerce kahini ve büyücüyü İstanbul'a toplamış. Ama kahinler ve büyücüler söz birliği etmişçesine:
''Güzel prensesi bir yılan sokarak öldürecek. Bu alınyazısını değiştirmek olanaksız...'' diyorlarmış.
Bizans İmparatoru Konstantin, canından çok sevdiği kızını yılanlardan korumak için Boğaz'ın ortasındaki kayalıklar üzerindeki kuleyi onartmış, bir ev haline getirmiş ve prensesi oraya yerleştirmiş. Hiçbir yılanın, yüzerek kıyıdan bu kuleye gelemeyeceğini düşünüyormuş. Aldığı bu önlemi, en iyi askerlerini ve subaylarını adacığı korumakla görevlendirerek daha da pekiştirmiş.
O günden sonra, içindeki korku dağılmış. Aradan günler, haftalar, aylar geçmiş. Boğaz'ın ortasındaki bu kayalıklarda yaşayan prensesin saçları güneş gibiymiş. Yüzü aya benziyor, doğan aya ''Ya sen doğ ya ben!'' diyormuş.
Bir gün, adacığı korumkla görevli bir subay, prensesi görmüş ve aşık olmuş. Prenses de subaya tutulmuş. Bu subay, Üsküdar'a her geçişinde prensese çiçekler getirmeye başlamış.
Boğaz'ın iki yakasını erguvan ağacı çiçeklerinin süslediği, Üsküdar'ın kırlarını beyaz papatyaların, gelinciklerin doldurduğu tatlı bir bahar günü, prensese aşık olan subay yine kırlardan bir demet çiçek toplamış ve demeti bir erguvan ağacının altına bırakarak birkaç erguvan dalı kesmek istemiş; bunun prensesin hoşuna gideceğini düşünüyormuş. O bir dal erguvan keserken, çiçek demetinin arasına bir yılan gizlenmiş.
Yılan, çiçeklerle birlikte adacığa girmeyi başarmış. İlk fırsatta, zavallı prensesin ak tenine zehrini boşaltmış. Konstantin'le bütün ülke halkı prensesin ardından ağlamışlar. Yaslar tutmuşlar. İmparator, prensese demirden bir tabut yaptırmış. Tabutu Ayasofya'nın giriş kapısının üstüne yerleştirmişler. Zamanla tabutun üzerinde bir delik oluşmuş. Efsanelerde, yılanın prensesi ölümünden sonra da rahat bırakmadığı anlatılırmış.
O günden sonra bu adacığa Kız Kulesi adını vermişler.

Anadolu Efsaneleri        


Sevgi ve ışıkla kalın…
Persephone
    

39 yorum:

  1. Güzel bir paylaşım :) Emeğine sağlık canım.Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. İstanbul'da Kız Kulesi, Mersin'de Kız Kalesi olarak adlandırılmış. Burada da aynı efsane anlatılır. Birkaç yıl önce restore edildi. Mersin Müzik Festivalinde Fazıl Say konser verdi.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilmiyordum. Bilgi için teşekkürler... Efaneler güzel, seviyorum. Ruh katıyor yapılara... Sevgiler...

      Sil
  3. Kulesini harika; öyküsünü hüzünlü bulurum hep...
    Çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar gerçekler bilmiyorum ama hüzünlü:( Sevgiler...

      Sil
  4. İstanbul'a masalımsı bir görünüm verdiğini düşünürüm hep bu kulenin. Tüm efsaneler de ilginç, kim bilir hangisi doğru? Çok teşekkürler ilgiyle okudum. :)

    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kimbilir... Doğrular mı acaba? Emin değilim... Sevgiler...

      Sil
  5. Efsaneleri anlatan yazıları severim.Kız Kulesine dair bu efsanelerde çok hoşmuş :) Teşekkürler :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Efsanelerle insan daha bi farklı bakıyor... Sevgiler...

      Sil
  6. Kızkulesine giç gitmedim. Kardeşim gitmişti. Nasıldı dedim. Manzarada eksiklik vardı dedi. Kızkulesi olmayınca boğaz manzarası eksik kalmış ona göre :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de hiç gitmedim. Hep uzaktan baktım... Haklı kardeşiniz... Oradaki varlığına öylesine alışığız ki... Sevgiler...

      Sil
  7. Kaleminize sağlıkk :)

    YanıtlaSil
  8. Hikayesini bilmem de manzarası şahane, şehre anlam katıyor.

    YanıtlaSil
  9. Bu hikaye gerçek mi acaba. Çok etkileyici.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğruluğu ne yazık ki bilinmiyor... Bir çok hikaye yazılmış Kız Kulesi'ne... Sevgiler...

      Sil
  10. İkinci hikayeyi duymuştum önceden. Olacak olan oluyor işte.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Maalesef öyle... Bazı şeylerin önüne geçilemiyor... Sevgiler...

      Sil
  11. mitoloji olanina rastlamamistim daha once. kiz kulesi deyince aklima hep denizin yukselme ve onun sular altinda kalma gibi olasiliklari geliyor :(

    YanıtlaSil
  12. şimdi saçma salak bir şekilde işletilen-sunulan bu büyülü yere herkesin en az bir kere gitmesini temenni ediyorum.

    ben gidince işletmecilerinden, saçma tanıtım plaketlerinden dolayı cin çıkıyor tepeme..artık gitmiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hiç gitmedim. Bazen bazı şeyler kısmet olmuyor işte... Haftada bir kaç gün Galata'da oluyorum. Galata'ya bile çıkamadım daha... Yazık adam gibi işletseler yaaa... Sevgiler...

      Sil
  13. Bu efsanelerin en meşhuru yılanlı olan..Battal Gazili efsaneyi de bu sayede öğrendim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir çok efsanesi var sanırım... Sevgiler...

      Sil
  14. Bu güzelim yeri restoran olarak işletiyorlar başka yer yokmuş gibi. Çok güzel bir yer.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben hiç gitmedim, ancak retoran olark kullanılması ne kadar doğru bilemedim... Bloger arkadaşımız Kadri'ye pek de iyi işletmediklerini söylüyor... Sevgiler...

      Sil
  15. Kurtlar Vadisi dizisi ile çok sevmiştim kız kulesini.küçükken hayalim Istanbul da yaşayıp efkarlandigimda karşısındaki banka oturup denizi ve kiznkulesini izlemekti.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel hayal... Gerçek olsun... Sevgiler...

      Sil
  16. Tam Google amcalık bir yazı olmuş. Dopdolu, bilgi dolu yazı olmuş :)

    YanıtlaSil
  17. Son hikayeyi biliyorum ve kız kulesi bana nedense hiç cazip gelmemiştir, kaç senedir İstanbul'da yaşıyorum ki iki yıldır Üsküdar'da görmemezlikten geliyorum sanki =)))
    Masalımsı olan her şeyi seviyorum ki kaleminize sağlık, keyifle okudum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de keyif alıyorum masalımsı yazılardan... Sevgiler...

      Sil
  18. çok beğendim yaaaa kitap mı buuuuu yaa alınır okunur :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok kitap diil... Yıllar yıllar önce Vatan gazetesinin verdiği hepsi bu yazıdan ibaret dergicikti:) Sevgiler...

      Sil