21 Ekim 2014 Salı

NARSİSTİK EĞİLİM



Her geçen gün etrafımızda narsisizmin hızla yayıldığını görmezden gelmek pek mümkün değil. Televizyonda reklamların, dizilerin, filmlerin, magazin programlarının ve internetin de buna çanak tuttuğunu söylemek çok da yersiz olmayacak. Tabii yeni yetişen neslin aileleri tarafından, bir önceki nesillere göre çocuklarını çok farklı yetişdirdiğini de göz ardı edemeyiz...
Bugün aileler 4-5 yaşlarındaki çocuklarına araba seçimi, ev seçimi yaparken bile fikirlerini sormakta ve hiçbir bedel ödemeden eşit söz hakkı tanımaktalar. Bu durumda söz hakkının doğuştan edinildiği fikri uyanıyor çocuklarda. Evet çocuklarınıza bir elbise alırken, bir kitap seçerken fikrini sorun ama araba alırken değil. Sanırım psikologların çocuğunuzun fikrini alın, söz hakkı tanıyın derken kastettikleri şey araba ya da ev değil!
Aileler çocuklarına sen özelsini empoze ederken, bunu herhangi bir kaynağa dayandırmadan yapmaları, övgü yağdırmaları yetişkinlik dönemlerinde aynı ilgi ve özeni beklemelerine neden oluyor ve ne yazık ki hayat böyle bir şey değil. Bir işte çalışmaya başladıklarında patronları, durduk yere övgüler yağdırmayacak ve çocuklarınıza özel muamele yapmayacak. Ve hayal kırıklıkları büyük olacak.
Bugün çevremde üniversitede okuyan ya da yeni mezunlara bakıyorum, hepsinin hayalleri büyük. Çünkü herkes özel olduğunu ve iyi işlere layık  olduğunu düşünüyor. Hiçbirinin hayali önce bir işte tecrübe kazanmalıyım, iş hayatında bir şeyler yapıp kendimi geliştireyim değil. Herkes mezun olur olmaz iyi bir işte çalışacağını ya da daha yaygın olarak kendi işini yapacağını, çalıştığı yerde üç beş sene de ceo olacağını, çok iyi paralar kazanıp büyük evlerde yaşayıp, iyi arabalarla gezip, bol bol yurt dışı tatilleri yapacağını hayal ediyor. Tabii gönül ister ki herkesin hayali gerçek olsun. Ancak hayaller gerçekleşmeyince, hayatın gerçekleriyle karşılaşınca yıkımların derinliği artıyor. Evet hayal kurmak güzel, faydalı da ama gerçekleri de yok saymak pek akıllıca değil.
Medyanın ünlü insanları, ideal insanmış gibi göstermeleri, bir çok insanda bir gün ben de ünlü olmalıyım ve böyle yaşamalıyım fikrine yol açıyor. Aileler tarafından özel hissettirilen, özgüveni yüksek olan çocuklarda bu talebi uygunsuz bulmamız yanlış olur. Özel insanlar bunu hak eder. Çocuklar haklı!
Amerika'da üniversiteliler arasında yapılan bir araştırma bu gerçeği gözler önüne seriyor. Mezun olduktan sonra ne iş yapmak istersinizin cevapları enteresan ...İlk üç şöyle: Müzisyen, oyuncu, yönetmen...Diğerleri de yazar, şov programı sunucusu olarak devam ediyor. Ve okuduğu okulun hiçbir önemi olmaksızın bu cevaplar verilmiş. Bizde de durumun çok farklı olmadığını düşünüyorum, ne de olsa biz de küçük bir Amerika modeliyiz. Artık avukat, doktor, mühendis, hemşire olmak isteyen çocuklar yetişmiyor.
Bir çok ünlü narsistik eğilim sergilemekte (istisnalar hariç) ve bu iyi bir şeymiş gibi insanlara bir tepside sunulmakta. Bu gidişle başımız çok ağrıyacağa benzer. Bu konuya nereden mi geldim? Gazetede okuduğum bir haberden. Bir program jüriliğinden dolayı Özgü Namal'ı mercek altına almışlar ve bir psikologa danışmışlar, narsistik eğilim sergileyip sergilemediğini sormuşlar.Ve narsistik eğilimleri olduğu sonucuna varmışlar. İki ay önce bu konuyla ilgili okuduğum bir kitap da beni bu yazıyı yazmaya itti.
Şimdi soruyorum: Hangimiz narsistik eğilim sergilemiyoruz ki?
Bu kadar sen özelsin mesajı sunulurken, daha iyi eve, daha iyi arabaya layık olduğumuz vurgulanırken nasıl narsistleşmeyelim ki? Bu durumda Özgü Namal narsist mi? değil mi? diye tartışmak yersizleşiyor.
Narsistlik bize pek bir şey kazandırmıyor, her zaman önce ben dedikçe ilişkiler zedeleniyor, çokluk içinde yalnızlaşıyoruz. Çünkü; narsizmin boyutu arttıkça amaçlara ulaşmak için insanlar araç olarak kullanılmaya başlanıyor.
Kendimizi sevmeliyiz ama bunu bencilleşmeden, narsistik boyutlara taşımadan yapmalıyız. Her insan özel, her insan değerli, her birimizden bir tane var. Ve herkes her şeyin en iyisini hak ediyor.Ama bu kadar özel insan içinde ne kadar özel olabiliriz ki? Bunu da unutmamalı.


SEVGİ ve IŞIK'la kalın...
Persephone

10 yorum:

  1. Çok güzel. Okurken kendimi sorguladım resmen. Hiç ceo olacağımı düşünmedim ama hep dünyayı gezebileceğimi istediğim her şeyi yapabileceğimi düşündüm. haaahaa sanki birde bunları sanki ben düşünüyormuşum gibi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Arada insanın kendini sorgulaması iyidir ladyim:))) Hayal kurmak iyidir ama gerçeklikten uzaklaşmadan... İnsan yapabileceği şeylerin sınırlarını bilmeli.... Teşekkür ederim... Sevgiler...

      Sil
  2. Çok doğru ve yerinde bir yazı olmuş. Sanki dünya kucağını açmış bizi bekliyor. Tüm sorunlarının bitmesi için gerekli olan kişi bizmişçesine yanaşıyoruz. Psikologlar bi kaç yıl öncesine kadarda çocuklarınıza arkadaşınım de diyorlardı. sonra bi gün bir yerde bunun yanlış olduğunu okudum. Çocuğun bilinç altı bunun aslında yanlış olduğunu biliyormuş. O anne ben çocuk. Arkadaş olamayız. Sonra o çocuk ailesine güvenmiyormuş. Çünkü anne baba yalan söyleyebiliyor. konudan saptım yine dimi=)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zamskacım bu algının oluşmasının tek sorumlusu kendimiz değiliz, dış etklerin de etkisi çok fazla (medya,internet v.s) Evet doğru olmadığı anlaşıldı. Çünkü aileler çocukları üzerindeki otoriteyi kaybettiler. Öğretmenler de artık çocuklara söz geçiremez oldu. Çocukların ebeveyne de ihtiyaçları olduğu unutuldu, bugün küçücük çocukların sözleriyle, gerçekliliğini hiç araştırmadan okullarda öğretmenlerle tartışan ebeveyn modelleri türedi. Bu davranış şekillerinin doğruluğu tartışır. Yetişkinler artık, yetişkin gibi değil, çocuklar da çocuk gibi değil... Yok konudan sapmadın, konun devamını getirdin aslına bakarsan:)) Teşekkür ederim... Sevgiler...

      Sil
  3. günaydın,
    ne güzel bi konuya,ne güzel değinmişsin,gerçi bu yazılarla ilgilenip okuyan kişiler en azından işin ucundan bi şekilde tutmuş,farkındalığı olmuş olanlar.ancak etrafımızda ne çok var bu tür kişiler ve aileler.
    daha çok şey yazacağım var,şimdi çok meşgulum,sana bayılıyorum
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Günaydın canım:) Teşekkür ederim ben de sana bayılıyorum... Bu arad ödülün vardı...:) Umarım kabul edersin... Sevgiler....

      Sil
  4. çok güzel olmuş bu yazı, print edeyim:)

    YanıtlaSil
  5. hah haaa baksana hele istanbulda herkes özel herkes güzel herkes havalı herkes artist herkes sanatçı yaaa :)

    YanıtlaSil
  6. He yaaa deep... Valla öle:) Sevgiler...

    YanıtlaSil